29 Haziran 2010 Salı

Oğlumla başbaşa...


İkizler doğduğundan beri geçen yıl ki 4 günlük Çeşme kaçamağını saymazsak doğru dürüst bir tatil yapamadık maalesef...Bu yılda babamızın iş değişikliğinden dolayı tatil planımız yoktu aslında.Ama ben hep beraber olamasakta Yamaç'ı alıp kaçmak istiyorum bir yerlere,ve bunu her zamankinden çok istiyorum.Çünkü ikimizinde buna gerçekten çoookkk ihtiyacı var.Oğluşum yorucu bir okul sezonu geçirdi bense zaten hep yorgun bunun ikimizede çok iyi geleceğini düşünüyorum.Başbaşa,öpüş koklaş,her dakika beraber,sakin,huzurlu ve deniz,kum,güneş...Daha ne olsun..Şimdiden içim ısındı valla:)


Birkaç gündür harala gürele yer bakınıyorum.Henüz karar veremedim ama mevki olarak büyük ihtimalle Bodrum düşünüyorum.Biran önce bu işi halledip yola koyulmak lazım.Doldurup valize kovayı,küreği,bol bol kitabı açılmak lazım Egenin mavi sularına...Şöyleee derin bir sükunet depolayıp,tüm sene yetecek kadar huzur çekip içimize yenilenip dönelim evimize....



.

28 Haziran 2010 Pazartesi

Bu da bizim sezon finalimiz...Ama en iyisinden...


Epeydir büyük bir heves ve heyecanla büyük oğlum Yamaç'ın yıl sonu gösterilerini ve göstereceği performansı bekliyordum...Zira şimdiye kadar her türlü kutlama ve törende utangaçlık nöbetine girip ortamı terketme ve ona belli etmesemde hayal kırıklığıyla eve dönmeme sebep olan hikayelerimiz mevcut...Halbuki öğretmenlerimiz ve psikoloğumuz oldukça girişken,neşeli ve aktif bir çocuk olduğunu,provalarda tüm görevleri harfiyen yerine getirdiğini,belkide karşısında bizi görmesinden kaynaklı bir utangaçlık yaşadığını söyleselerde bu tutuk durumundan anne olarak payıma düşen birşeyler var mı kuşkusunun içimi kemirmesinden kendimi alıkoyamıyordum doğrusu...


Neyse ki dün akşam ki yıl sonu müsameremizde Yamaç'cım bu fobisini büyük ölçüde yendi diyebilirim.Koroda şarkı söylerek yaptığı açılışı kukla adlı gösteriyle sürdürüp,arılar ve filler oyunuyla noktaladı ve bizden tam puan salondan yoğun alkış alarak geceden mutlu ayrılmamıza sebep oldu...



İnsanın kendinden bir parçanın sizden bağımsız birşeyler yapabiliyor olması nasıl muhteşem bir duyguymuş onu yaşadım dün akşam...O şarkı söylerken bende (ona yardımcı olsun diye hepsini ezberlerlediğimden)oturduğum yerden gözünün içine baka baka eşlik ettim ona rahatlamasına yardımcı olmak için...Her defasında ellerimin içi acıyana kadar hatta gösterinin ortasında anlamsız yere alkışladım onu,onunla ne kadar gurur duyduğumu göstermek için...Gözlerim yaşardığıyla kalmadı damla damla süzüldü yanaklarımdan...Sadece kendi oğlumu değil sahneye çıkan her çocuğu kendi çocuğum gibi duyumsayarak aynı hissiyatla izledim ve alkışladım daha doğrusu alkışladık.Eşimde en az benim kadar duygulandı her gösteri sonunda...



Velhasıl kelam dün akşam büyük bir gurur gecesi yaşattı canım oğlum ve arkadaşları bizlere.Umarım hayatları boyunca bu ve benzeri pek çok konuda büyük başarılara imza atarlar ve bizlerde yaşadığımız sürece ayakta alkışlarız her yaptıklarını...

Özellikle bu gösteri içimizi çok acıttı...

Minik kızımda pek bir ilgi ve keyifle izledi tüm gösteriyi...

Eee hediyeyi de hak etti ama...

26 Haziran 2010 Cumartesi

cumartesilere gıcığım epeydir...



Cumartesi pazarları oldum olası çok severim.Ayrı bir havası vardır bu iki günün.Tatil olması itibariyle sanki insanlar pür neşe dökülürler ortalığa.Cıvıl cıvıl insan seslerine kuşlarda ayrı bir eşlik eder sanki...


Ama çocuklu ve de eşi cumartesileride çalışan bir anne olarak artık eski cazibesini yitirdi bende bilhassa cumartesi.Nitekim maaile dışarı çıkmaya hazırlanan kişileri gördükçe içten içe sinirlerim bozulur kendimi pek bi acınası hissederim o anlarda...Hep bi "gitttiiiii güzelim pırıl pırıl dağ gibi cumartesi" diye ağıt yakma hissiyatı duyarım arkasından...Hani belki tek çocuklu olsam alıp çıkıcam onu fellik fellik turlayacağım ortamı fakat o şansı yitireli tam olarak 2 yıl oldu...Neyse pazar telafi ediyoruz bu açığıda biraz olsun teskin edebiliyorum kendimi...

Pazara şimdilik lafım yok...

Nasılda unuttum yahu...


Bloga dönüşümün heyecanı sarmışken beni 24 haziranın anlam ve önemini unutmuş olduğumu farkettim geçte olsa...

Evet evet sahiden benim minik mucizelerim 2 yıl önce bugün merhaba demişlerdi hayata ve ben bu özel güne dair miniklerime bir not bile bırakmadım maalesef...Geçte olsa telafi edeyim hatamı ve bir iki satır kelam edeyim yavru kuşlarıma...

Zeynep'im ve Rüzgar'ım;
2 yıl önce minicik varlığınızla yepyeni bir macera ve deneyim yaşattınız bizlere...Kah güldürdünüz kah ağlattınız,stres sebebi oldunuz bazen...zor zamanlar geçirttiniz kabul ama sevginizle üstesinden gelinmeyecek ne olabilirdi ki...Varlığınızla her yönden çoğaldık böylede devam edecek...
Anneniz,babanız ve abiniz olarak bilesiniz ki sizi çoookkk seviyoruz...
Mutlu senelerr....

Makbule geçti mi dersiniz????

24 Haziran 2010 Perşembe

Hayat Nelere Gebe....


Çoooookkkk uzun bir aradan sonra bir arkadaş vasıtasıyla depreşti bloga olan özlem duygum.

2,5 yıl önceydi ilk oğlumla ilgili paylaşımlarımı,duygularımı,anılarımı sevdiklerime ve asıl önemlisi oğlumun bizzat kendisine aktarmak düşüncem.Fakat başladığı gibi kalmış bir türlü o düşüncelerimdeki istikrarı yakalayamamıştım kendimde malesef...
Bu 2.5 yılda neler değişti,neler gelişti hayatımda ben bile şaşırıyorum bazen...Ama "anneeeee"nidalarının birbirine karıştığı an anlıyorum ki,ne ben eski benim ne de hayat olduğu gibi kalıyor.

Artık sadece Yamaç Egemen değiliz biz,
Rüzgar'ız Zeynep'iz aynı zamanda....

Nasıl mı???

Devamı gelecek...
Related Posts with Thumbnails