13 Aralık 2012 Perşembe

12.12.12 imiş;eeee???

İnsanların, sayılardan,günlerden,olur olmadık,hiçbir mantıklı izahı olmayan söylentilerden yola çıkarak olağanüstü şeyler olacağı beklentilerine kendilerini kaptırmalarına oldum olası şaşırırım...
Bir şeylere anlam yüklemek,olmadık şeylerden medet ummak, ne manasız ne biçare bir çaba gibi gelir bana...

Örneğin; maya takvimine göre 21 Aralığın kıymet günü addedilmesi (bir inananın(müslümansa şayet) kıyametin böyle alenen ve maskara edilerek kopmayacağını bilmesi gerek) ve dünya üzerinde bir tek Şirince ve Güney Fransa'nın Bugarach köyünün kıyametten etkilenmemesine inanılması gibi...
Hey Allah'ım yaa,o gün kıyamet kopacaksa insanoğlunun böyle safsatalara prim vermesinden kopacak kanımca...
Bir diğeri de, milenyumun başından beri her yıl, gün ay ve yıl(hatta saat,dakika ve saniyenin bile) olarak aynı rakamın denk gelişinin uyandırdığı merak;bu tarihlere denk getirilmeye çalışılan özel günler(örn:sezaryenle doğumlar da yaşanan patlamalar) ve başa gelmesi beklenilen olası senaryolar gibi ...

Yeni bir çağın başlangıcında, insanların hala böyle abuk beklenti ve söylentilere meyletmesinden daha çok inanca,sevgiye,barışa,güzele,dürüstlüğe,kardeşliğe,gülen gözlerle dolu bir dünyaya uyanmaya çabalaması daha yerinde olmaz mıydı diye düşünüyorum naçizane...

Bugün 12.12.12...(aslında ben bu yazıyı hazırlarken öyle idi)

Ben bugüne her zamankinden biraz daha mutlu uyandım.(YA'nın tutum haftası etkinlikleri dolayısıyla gerçekleştirecekleri gösteri nedeniyle)...

Ben bugün, YA'nın etkinliği için işten izin alıp,fındıklı kurabiyelerimi hazır ederek heyecanla YA'yı izlemeye gittim.

Ben bugün, oğlumun beklemediği anda okulda beni karşısında görünce yaşayacağı heyecan ve mutluluğu hayal ederek yaptığım kurabiyelerle zevklendim.Bu sahnenin gerçekleştiği anı yaşayarak hislendim...


Ben bugün,gözleri ışıl ışıl parlayan,umut dolu,azim dolu,hayat dolu 32 çocuğun  kocaman yürekleriyle neler başarabileceğini gururla izledim...



Ben bugün,o çocukların gelecekte dünyayı daha yaşanılır,daha aydınlık,daha refah hale getirebilecek potansiyele sahip olduklarına dair duyduğum inançla umut yüklendim...

Ben bugün, biraz bakımlı olunca hala mihrabın yerinde olduğunu görüp keyiflendim :)...

Ben bugün, kendime yeni kitaplar alarak, yeni dünyalara açılacak olmanın heyecanını hissettim...

Ben bugün, aldığım her nefes için Yaradan'a yine ve yeniden şükrettim...

Bugün mutlu olmam için karşıma çıkan sebeplerden birkaçı bunlar..

Gülizarda yaşayıp dikenlerden dert yanmak yerine, etrafa şöyle bir bakınıp güzelliğin mis kokusunu içine çekmeyi bilene hayat hergün seyran...

Teşekkürü sana mı etmeliyim 12.12.2012?
:)
ee hadi, bu da benden sana gelsin ;)



6 Aralık 2012 Perşembe

Sıradan bir evde, sıradan bir akşam...

Tempolu bir gündü dün yine;her zaman ki gibi yani...
Sabah çocukları bıraka bıraka işe git,akşam toplaya toplaya eve dön :)

Kapıdan içeri adımı direkt mutfağa at,yemek hazırlıklarına giriş.Ahh o ne yemek yapsam derdi yok mu? pehhh!!!
Kimi zaman alelacele bir makarna ve çorbayla geçiştir,kimi zaman tüm yorgunluğuna tezat iş dönüşü mantı,aşure vs. yapacak kadar delir...Ama çocuklar ne isterse, anne için emir telakki edilir dimi?...

Eve dönüş yolunda dondurma isteyen!!! YA'yı sütlaçla ikna çabaları sonuç verince yemeği hazır eder etmez sütlaç yapmaya giriştim.Tatlı delisi bu çocuk yahu.Bir insan yemek yer yemez arkasından nesquik ister mi ayol?Annesi gibi pis boğaz bu çocuk :)

Onlar yemeği yerken ben mutfağı toparladım.Yemek yemedim evet;4 ayda aldığım 5 kilocuğu vermek için rejim falan yaptığımda sanılmasın zinhar.Yemedim zira bir yandan yemek hazırlarken  öte taraftan dünden yaptığım aşureyi tırtıklamakla meşgul olduğumdan, akşam yemeğinden alacağım kalorinin 5 katı fazlasını mideye çoktan indirmiş, kilocuklarıma yenilerini eklemek için yarışa girmiştim bile...(Dukan diyeti kitabım tozlu raflar arasında öylece beklesin beni,ilkbahara vuslata ereriz belki;)

Yemek sonrası YA,yarım kalan ödevini bitirmeye koyuldu...Ela'yla Lale'yi el ele tutuşturup,Nalan'a elli tane atlet alıp geldik :)

Peşinden yere yatırıp üç veledi yedik de yedik..Baba, köpek balığı oldu,anne yavrularını canavar köpek balığının elinden kurtaran kahraman.Ara sıra anneyi ele geçirince vahşi köpek balığı,yavruların üçü birden cengaver kesilip atlayıverdiler babanın tepesine..Kah tekme tokat giriştiler,kah gıdıklayarak,kah üstünde zıplayarak helak ettiler köpek balığı görünümlü kuzu babayı...

Kesti mi peki bu tepişme onları?Cıkkk..

Saklambaç oynayan kaleye mum diksin :)

Ben yumdum, saklandı diğerleri..RU once saklanıp,sonra açık etti kendini her zaman ki gibi :) yanı sıra gammazladı zevkle her birini.Yaptığı cezasız kalmadı elbet,oyun dışı bırakıldı kuralları ihlal ettiği için.Tepindi,söz verdi alındı geri..
Koca kazık anne-baba girdiği her delikte belli ettiler kendilerini.Ama çocuklar kadar şen, çocuklar denli heveskar oldukları her hallerinden belli idi...

Son beş dakka gongu çalınca keyifleri kaçtı çocukların,ancak saat 21:00 olmak üzereydi..Son bir oyunun ardından,sütlaçlarını yemek istediler ve mideye indirip kaseleri uyku öncesi ritüelleri gerçekleştirilip,okunacak kitaplar seçildikten sonra güç bela yataklara girildi.Ohhhhhh...

Biri dedi "önce ben okuyacağım",diğerleri "hayır ben,ben"...

YA başladı çoğunlukla olduğu gibi:) "Sıradan bir okul günü" ve "Kedi Adası" nı seçti okumak için.Her biri bir kediyi seçip kıkırdadılar yatağın içinde.RU "Sakar cadı Vini'nin talihsiz serüvenleri" ni aldı koynuna, ZE "Armağan getiren martı" yı.Ve YA başladı okumaya...Öpücüklerimi alıp çıktım yanlarından.

RU'nun favorisi bu kitap
Bu kitaptaki kedileri çok seviyorlar.
Her biri,en sevdiği bir kediyi kendi yerine koyuyor:)


Bu da benim favorim :)

Vakit bizim vaktimizdi.Doğru TV'yi açıp geçtim Kuzey'imin karşısına :)(bir tek bu diziye zaafım var ama napiimm :() Bir müddet daha kıkırdaşmaları kesilmedi.Peşi sıra YA gelip "anne uyumuyorlar" diye ikaz etti.Gittim yanlarına ve artık uyumaları gerektiğini,yoksa kendi yataklarına gitmek zorunda kalacaklarını hatırlatıp döndüm tekrar ekran karşısına.Derken sesleri kesildi.Yanlarına gittiğimde-her gece olduğu gibi- kiminin elinde, kiminin göğsüne bastırdırdığı kitabıyla sızıp kaldığını görüp gülümsedim.Ne şahane bir manzara...

Ve kurulup Neco'mla keyif koltuğumuza,tadını çıkardık gecenin geri kalanının sıcacık yuvamızda...

Related Posts with Thumbnails