9 Mart 2011 Çarşamba

Son Gelişmeler ve Hafta sonu kaosu...

İçimden yazmak gelmiyor,tüm şevkim kaçtı maalesef.Durum ne olur,ne biter bilmiyorum ama ben sanırım artık umudumu yitirdim.Bu nedenle .com uzantılı domain almak için araştırmalarımı yaptım ve yakında yeni adresimizle aranızda olacağız inşallah.
Bu arada yazamadığım dönemde Yaruzelerde neler gelişti neler değişti az buçuk haberdar edeyim.

  •  RU ve ZE de artık okullu oldu.Abilerinin devam ettiği okula onların da kaydı yapıldı ve artık ikizlerimde okullu oldular.İlk birkaç gün epey zorlandık adapte olmakta.İkiside çığlık çığlığa ağlayarak tepkilerini ortaya koydular. "Biz küçüküz,küçükler okula gitmez,ananeye giderler" diye de dile getirdiler dertlerini,ancak başka türlüsü ihtimaller dahilinde olmadığından,iki gün sonunda,zoraki uyum sağladılar okula.Bir hafta devam ettikten sonra,bir hafta tatil yaptılar o ayrı....Evet erken tatile girdiler,nitekim YA'nın yaydığı virüslerden nasiplerini alarak su çiçeği geçirdi her ikiside.Önce ZE de başladı.Öğretmen akşam üstü okuldan aradı ve ZE'nin su çiçeği geçirdiğini iletti.Bende birgün öncesinde "Çok şükür ikizlere bulaştırmadan atlattık" diye kendimi avutuyordum.Gerçi şimdi "amann iyi ki geçirdiler de bu sıkıntıyı atlatmış olduk,ilerde daha sıkıntılı olabilirdi,zira okula başladıklarında geçirirlerse devamsızlık sıkıntısı olacağından böylesi daha iyi oldu" diyerek derin bir ohhh çekiyorum.Eve geldiklerinde ZE'de herhangi bi r hastalık belirtisi oluşmamıştı henüz.Nitekim YA üç gün boyunca sere serpe yatak döşek yatmıştı yavrucak.Ateşi falanda yükselmişti ayrıca tüm gün mütemadiyen uyumuştu.ZE'ninde öyle olacağı kaygısıyla sabahı ettik.Sabah mecburen işe gittim,çünkü ay sonları işler daha bir yoğun olduğundan zaruri idi gitmem.Allahtan babamızın devam zorunluluğu olan bir işi olmadığından(kendi işini yapar kendileri) evde onlarla kalabilecekti.Yoğun ve sıkıntılı bir haftanın startını vermişti yine.Asıl sürpriz ile sabah karşılaşacaktık.RU uyandığında farkedildi ki su çiçeğinin en babasını O üzerine çekmiş.Saç diplerinden kulak içlerine kadar her yeri benek benek.Narin teni kabarcıklarla dolmuş.Ama YA'dan farklı olarak şükür ki herhangi bir halsizlikleri, ateşleri,bitkin halleri olmadı miniklerimin.Her zaman ki gibi,güçlü bünyeye sahip(maşallah) ZE hanım yüzündeki iki üç,vücudundaki tek tük kabarcıklarla en ucuz atlatan kişi oldu bu çiçek serüveni.Şükürler olsun.
  • YA epeydir satranca müthiş şekilde ilgi duyuyor,bu çok sevindirici tabi.Neticede zekayı geliştiren, faydalı bir oyun ve dahi spor.Her akşam okuldan döner dönmez babasına "baba hadi satranç oynayalım,lütfen" diye arzuhalini dile getiriyor,babası da mümkün olduğunca ricasını yerine getirmeye çalışıyor.O üşense de ben dürtüklüyorum çocuğun hevesini kırmaması adına.Öylesine dikkatli ve konsantre oynuyor ki,ne kadar ciddiye aldığının ve önemsediğinin en önemli göstergesi bu, bu da beni ziyadesiyle mutlu ediyor.Rok yapmak,çoban matı,şah çekmek vs vs... gibi satranç terimlerini onun ağzından duymak oldukça memnuniyet verici.Hele ki satrancı bilmeyen biri için daha bir takdire şayan geliyor durum.Acaba diyorum bir kursa falan da mı göndersek,okulda öğrendiği yeterli oluyor mu?Çok hevesli çünkü,belki de yeteneği vardır,belki de bir Karpov,Kasparov potansiyeli falan vardır da biz farkında değilizdir kimbilir.Anneye kargası kuzgun görünürmüş ya o hesap belki de anlık bir ilgidir ama ben önemsiyorum.En azından kapıdan içeri girer girmez satranç oynama isteği duyuyor olması bile kayda değer bir bulgu değil midir?
  • Birde futbola ilgisi var bu aralar.Fenerbahçe taraftarı maalesef : ( Birkaç kez dayısı ve babasıyla maça gitti,onun etkisiyle sanırım şimdilik FB taraftarı.Şaka bir tarafa,isterdim tabi Cimbom taraftarı olsun ama onun tercihi,saygı duymaktan başka yapacak bişey yok.Üstelik bu konudan daha önemli şeyler var hayatta dimi?Neyse,maçları ilgiyle takip ediyor.koridorda çift kale maç yapıyor.Hatta salona da taşımak istiyor ama anne engeline takılıyor,anne topu atma,patlatma tehditlerinde bulununca çaresiz menziline geri dönüyor.Hafta sonları,evimizin önündeki basketbol sahasında bütün hünerlerini sergiliyor babasıyla.Çokta keyif alıyor bu işten...

Bazen o kadar çok zorluyorlar ki bizi,alıp başımı çekip gidesim geliyor.Mesela Cumartesi kabus gibi bir gündü.Sabah ilk RU uyandı,standart durumumuz budur zaten.Arkasından ZE ve en son YA...Yatakta sevişme,öpüşme faslı pek bir keyifli ve uzun sürdü,en sevdiğim yanı da bu zaten.Yatak faslı bitince uzun günün, yoğun mesaisinin startı verildi.Kahvaltı için anne dışarı çıktı,kahvaltı çeşitlerini artırmak için markete gitti,dönüşte köşede ki taş fırın simitçisinden çıtır çıtır sabah simitlerini aldı ve eve dönüp mükellef bir hafta sonu kahvaltısı hazırladı.İşin buraya kadar olan kısmı mükemmel.O caaanım kahvaltı,3 küçük veledin yarattığı kaos ve kargaşayla,hayli nahoş bir seramoniye dönüştü.Apar topar,tatsız tuzsuz,keyifsiz,sinirlerimizin gerim gerim gerildiği halde tamamlandı ve arkası da çorap söküğü gibi geldi gerginliklerin.
Kahvaltının ardından anne ortalığı toparlarken baba da sağolsun elinden geldiğince destek verdi anneye.Çocuklarda kah minik lego parçalarını etrafa yayarak,kah satranç taşlarını sağa sola fırlatarak,kah salonun ortasında top oynayarak,kah banyoda diş fırçalama ya da çiş bahanesiyle üst baş sırıl sıklam ederek desteğin en babasını!!! asıl onlar verdiler.Asıl can sıkıcısı ise eften püften sebeplerle birbirlerine girerek "anne RU bana şunu dedi,anne ZE beni ısırdı,anneeee YA bana vurdu,anneeeee ....." şeklinde süre giden şikayetlerle zaten kahvaltıdan gergin olan tellerimin ara ara kopma noktasına gelmesine sebebiyet vermeleriydi.
Bağırıp çağırma kredimin dibine vurdum gün sonunda.
Haa birde, birinin çişi geldi mi her ne hikmetse,esneme misali anında diğerine sirayet ediyor ve peş peşe çiş nöbetine gidilip geliniyor ki o da ayrı bir eziyet nedeni.Susamak,keza oda aynı."Anne susadım" ,"bendeeee" mutfak su yolu haline geliyor,off ki ne offf...
Öğle sonrası Neco'ya güneşli havayı fırsat bilerek"hadi dışarı çıkalım,hem hava alsınlar,hemde eforlarını orda sarfetsinler" teklifinde bulundum,evdekinden daha az yorucu zira dışarıda olmak.Hazırlanıp çıktık,ben pek bir özenli giyindim,makyajlar yaptım,fönler çektim,sanırsın dışarda yemeğe falan gidiliyor,hepi topu umuma açık bir çocuk parkı.Gel gör ki,bunca hazırlığı evin önündeki mütevazi park ve basket sahası için yapmışım zira çocuklar ille de bu park diye tutturdular,envai çeşit edevatın bulunduğu park dururken.Anlamak imkansız çocuk milletini.Ehhh peki dedik ve ben pek bir kokoş halimle,evin önündeki mahalle parkının bankında,elimde yedek kıyafet,atıştırmak için hazırlanmış meyve,kraker,sabahtan kalan simitler ve su ile doldurduğum poşet ile bacak bacak üstüne atıp kuruldum.Çocuklarda parkta,kah kumda oynadılar,kah kaydılar,kah sallandılar YA ve babası da basketbol sahasında top oynadılar.Geçen 1 saatin ardından sıkıldım haliyle ve Neco'ya "hadi eve götürelim,küçükler uyurlar sende YA ile vakit geçirirsin,ben de pazara gidip azcık dolanayım " teklifinde bulundum."İki saat vakit ver bana" dedim."Sen gelmezsin iki saatte" dedi."Gelirim meraklanma" diye teminat verdim.O da "iddiaya girelim,hadi sana iki saat 17:45 te evde olmazsan iddiayı kaybedersin" dedi ve ödülü belirleyip ben arabaya atladığım gibi Pendik pazarında aldım soluğu:)
Yaşasın özgürlük nidaları eşliğinde tabi...

Çok severim Pendik pazarını,her çeşit ürünü uygun fiyata ve mağazadakine eşdeğer kalitede bulabilme imkanı var ve çokta büyük.Gez gez bitmiyor yani...Bende böyle tezgah tezgah gezerken saatin farkına varamamışım haliyle;)Farkettiğimde saatin dolmasına 10 dk vardı.Alelacele çıktım pazardan lakin çok kalabalık olduğundan ordan çıkmak bile neredeyse 10 dk mı aldı,birde ekmek almak için markete uğramak zorunda kaldım.Eve vardığımda saat 18:00 idi,dolayısıyla iddiayı kaybettim,ama çok üstünde durmadık ikimizde.Eve vardığımda çocuklar uykudan uyanmış,haliyle acıkmış ve dolapları tırmalamaya başlamışlardı.O yorgunluğun üstüne birde aç kurt kıvamına gelmiş çocuklarla birlikte yemek hazırlamak büyük strese sebep oldu tabi."Anne ben nesquik istiyorum,anne ben bebe bisküvisi istiyorum,anne sakız,anneeeee çikolata,anneee annneeeeeee!!!!!!!!!!
Anne de en sonunda cazgır modunda bir bağırtı eşliğinde mutfak kapısını kilitledi ve içeri girmelerini engelleyerek sakin bir ortam yaratmanın huzuruyla işini tamamladı.
Yemekler her zaman ki karga(ma)şa ile yenildi ve uyku saatine kadar türlü atraksiyonlarla gece tamamlandı.Ohhhh....
Üç çocukla hayat gerçekten çok zor.Hele ki yaşları birbirine çok yakın ve küçüklerse...
Ama tüm zorluklarına rağmen çok seviyorum her birini,
Allah sabır ve kolaylıklar versin cümlemize...

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

* Cumartesi oldukça stres yüklü bir gün olmasına karşın,pazar bilakis bir hayli keyifli geçti.Onu da fırsat bulursam en kısa süre de yazmak niyetindeyim.
* Resimler malum hafta sonundan...

12 yorum:

  1. Aaayyhh okurken yoruldum canım ya:)) Vallahi süpersin maşallah ben 1 taneyle yoruluyorum bu yazdıkların süperman gerektiren şeyler.
    Satranç klupleri oluyor genelde okullarda. 1.sınıfta başlıyor hatta. ama bence yine de bir eğitimciyle görüş kurs şeklinde olunca cazibesini yitirebiliyor.Doğallığı içerisinde çok daha uzun süreli oluyor. Tecrübeyle sabit canım:) Tabi omayabiliyor da bizde cimnastik devam ediyor. Babasıyla geliştirip 1.sınıfta da katılabilir.

    YanıtlaSil
  2. Canım benim dün facede mesaj bıraktım ama sanırım çok yoğunsun telefonla aradım ulaşamadım sizi merak ettim şimdi daha iyiler sanırım.Dediğin gibi bir yönden de iyi oldu sen atlattın bakalım sıra ne zaman bize gelecek.
    O anne anne sızlanmalarını hiç sorma dediğin gibi biri ne isterse diğeri de aynı anda aynısını istemek zorunda mı??
    Neyse Allah acılarını göstermesin sağlık versin onlara bizede bol bol sabır:)

    YanıtlaSil
  3. Okurken cumartesiyi yoruldum :)
    Allah sana kolaylık,sabır versin canım.Ama en çok süslenip püslenip evin önündeki parkta oturman güldürdü beni:)
    özlem

    YanıtlaSil
  4. Ben "üç çocuk istiyorum" demiştim. Sen de "emin misin?" demiştin. En iyisi ben biraz daha düşüneyim :)

    YanıtlaSil
  5. Ebrucum,
    sahiden de öyle valla.Bazen Allah'ım ben bu kadar sorumluluğu kaldıramazdım ki neden beni seçtin,daha layıkıyla üstesinden gelecek insanlar varken diye isyan ettiğim oluyor,sonrasında pişmanlık duyuyorum düşüncelerimden.
    Ama hakikaten bazı zamanlar hiç çekilmez oluyorlar.Bir güzel paylayıp rahatlamak istiyorum ama devamında vicdan azabının verdiği rahatsızlık kıvrandırınca dayan diyorum kendi kendime...
    Acayip bişey velhasıl

    YanıtlaSil
  6. Aylincim telefonumun şarjı yoktu aradığın gün,dün gördüm ama fırsat bulamadım canım.Sağol aradığın için,ilk fırsatta döneceğim sana.
    Allah en çok bize sabır versin canım.Benim halimden en iyi sen anlarsın.
    Öperim çok.
    Resimli günlük,
    aminnn diyorum yürekten,çok ihtiyacım var zira.Valla bende güldüm o halime baktıkça...
    Sevgiler
    Küçük mucizem,
    Düşün düşün,birkaç kez düşün hemde.
    Yapacaksanda,aradaki yaş farkı en az 4-5 yaş olsun.Ya da büyük epey büyüsün önce:)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. yani süpersin süper:)) 3 çocukla bu kadar şeyin üstesinden gelmek için bombastik bir enerjiye sahip olmak lazım..eee buda sende fazlasıyla var çok belli çünkü:)) hep mutlu olun yüzünüz hep gülsün...

    YanıtlaSil
  8. maşallah diyorum başkada şapka çıkarıyorum helal sana yaruze helal:)
    mimim var bende cevaplamak istrsen tabi:)

    YanıtlaSil
  9. Resimlerde çok tatlı çıkmışlar canım.Maşallah..Satranç bende öğrensin ve oynasın istiyorum kızımın.Öğretmeni havalar soğuk ya tenefüse çıkartmayıp satranç öğretiyormuş.Çok hoşuma gitti..
    Bu arada minişler su çiçeği geçirmiş geçmiş olsun onlara..
    Arayı açma yaz sık sık;)))

    YanıtlaSil
  10. Gönülcüm,geçmiş olsun öncelikle kuzulara..sonra vallahi ben okurken yoruldum,Allah yardımcn olsun canım,iyi kotarıyosunuz karı-koca maşaallah..Ama şanslılar hep diyorum,ömürlerince yalnz kalmayacaklar,hep oyun arkadaşları yanıbaşlarnda olacak,Canı parka götürüyorum ben,kışn bazen hiç çocuk olmuyor,çocuk istiyor,ben kayıyorum artık kaydıraktan onla birlikte,sen en azından bankta oturup onları izleyebiliyosun kokoş kokoş :) öptüm çok.

    YanıtlaSil
  11. Gönülcüğüm çok hızlı , yorucu ama bir o kadar da keyifliymiş.Pazara gidip de zamanında dönmek gibi bir şey olabilir mi :)))
    Ben gittiğimde onalrla birlikte tezgahları topluyorum , kamyonlara yüklüyorum öyle eve dönüyorum ( fazla mı abarttım diyeceğim ama , eşim okusa az bile yazdığımı söylerdi ) pazar gezmek keyifli gerçekten de..
    İkizlerin okullu olmasına çok sevindim...Hayırlı olsun , sorunsuz , eziyetsiz geçer inşallah.Çok öpüyorum

    YanıtlaSil
  12. valla sana ödül vermek lazım.3 minikle çalışan anne.müthişsin müthiş.maaşallah diyeyim de nazarımı değmesin.

    YanıtlaSil

Yorulmadan yorumladığınız için teşekkür ederiz...

Related Posts with Thumbnails