Doğum Hikayelerimiz

YAMAÇ'IN DOĞUM HİKAYESİ

10.08.2002 tarihinde evlendik eşimle ve bir süre çocuk yapmayı düşünmedik.Bu bir süre ucu açık bir tabir olduğundan eşim 1. yılın sonunda hadi hadi demeye başlamıştı. Baba olmak istediğini her fırsatta dile getiriyor ben de onu daha erken olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyordum.Bu yaz geçsin ertesi yaz geçsin derken 3.sene artık ben de istediğimi ve zamanı geldiğini fark ettim. Sene başında doktora gidip genel bir kontrolden geçtikten sonra polikistik over denen bir durumun olduğunu ve 6 aylık bir süreçten sonra hamile kalamazsam tedavi uygulamasına başlamak gerekebileceğini öğrendim doktordan. 3-4-5 ay derken Haziran ayına gelmiştik,ama ben asla stres yapmadım bu durumu kendime.İçimde en ufak bir olumsuz düşünce yoktu.

Son günlerde canım inanılmaz irmik helvası çekiyordu.İşten eve zor atıyordum kendimi.Hemen mutfağa geçip irmik helvası yapıp yiyordum.Bu böyle 2-3 gün devam etti.Ama aklıma hiç hamile olabileceğim gelmiyordu nedense.Haziranın 9'u olmuş ve ben hala regl olmamıştım fakat karın ağrılarım vardı bu yüzden test falanda yapmıyordum.O gün iş dönüşü tesadüfen eczanenin önünden geçiyordum ve birden test almak geldi aklıma.Eve geldim ve testi yaptım hiç ihtimal vermediğim için sonucun ne olacağı çok fazla heyecanlandırmıyordu beni. Fakat o da ne çift çizgi yani hamileyim.İnanılmaz bir şeydi bu. Ne yapacağımı şaşırdım o an. Elim ayağım birbirine dolaştı birden.Hazır mıyım değil miyim bu sorumluluğa bilmiyordum. Fakat bu beklediğimiz ve istediğimiz bir şeydi. Hemen telefonu aldım elime, ilk eşimi aramalıydım belki ama ona yüz yüze söylemek istedim. Arkadaşım Meral'e haber verdim çünkü o bana ısrarla hamile olduğumu söylüyordu, o da 1 ay sonra anne olacaktı. Ben sana demiştim dedi tabi. Daha sonra annemi,görümcelerimi ve Tekirdağ'daki arkadaşım Zuhal'i aradım. Hepsi çok sevindiler.Artık tek haberi olmayan eşimdi ve o da biraz sonra evde olacaktı. O gün tesadüfen arkadaşımın bebeğine tulum almıştım. Eşim eve geldiğinde ona bir haberim ve hediyem olduğunu ve bunların karşılığında ondan bir şey istediğimi söyledim. O da merakla haberin ne olduğunu söylememi bekliyordu. Neyse her şeye razı oldu ben de ona paketi uzattım ve heyecanla açmasını bekledim. Paketi açıp da bebek tulumunu görünce ne anlama geldiğini anlayamadı.”Kime aldın bunu?” diye sordu.Bende bebeğimize diye cevap verdim. Anlamadı tabi. “Arkadaşına mı aldın” dedi. Ben de “hayır” bebeğimize hayatım dedim. Sonra daha fazla uzatmadan bebeğimizin olacağını söyledim.O an yaşadığı sevinci anlatamam. İnanamadı önce şaka yaptığımı falan düşündü.En sonunda yaptığım testi görünce inandı.Ama kesin sonuç almak için hastanede tahlil yaptırmamız gerektiğini söyledi.Gidip hastanede kan tahlili yaptırdık sonuç 1 saat sonra belli olacaktı.Biz bu arada yeni bebeği olan arkadaşımıza gitmek üzere yola koyulduk sonucu heyecanla bekliyordum.

Her ne kadar hamile olduğumu bilsem de yine de kesin olarak emin olmamız gerekiyordu. 1 saat geçti ve sonuç için hastaneyi aradık telefondaki ses bana, “evet sonuç pozitif” diyordu. Allah kısmet ederse 9 ay sonra bir bebeğimiz olacaktı. Ertesi sabah uyandığımda içimde bir canlının oluşu bende tuhaf hisler uyandırmıştı. Bu fikre alışmak epey garip geldi.Anne olacaktım dile kolay ANNE. Ben sadece annemi anne olarak görebilirdim kendimi bir anne olarak asla hayal bile etmemiştim.Ama bu duruma bir an önce alışmam gerekiyordu.

Hemen iyi bir jinekolog arayışına girdik.Bir kaç denemeden sonra Dr.Şerare Hanım’da karar kıldık.Çok tatlı,sempatik ve oldukça ilgili bir doktordu,hiç sıkıntı ve endişe yaşatmadı bize. İlk randevuda bebeğimin 7 haftalık olduğunu öğrendik. 2 hafta sonra tekrar gittiğimizde artık bebeğim kendini belli ediyordu. Her ultrason görüntüsü beni ona biraz daha bağlıyor bir sonraki randevuyu iple çekmeme sebep oluyordu. Hiç geçmeyecek gibi hissetsem de zaman hızla geçiyor ve bebeğim gittikçe büyüyor ve şekilleniyordu. Onu an be an görmek tüm hareketlerini takip etmek istiyordum.Hatta eve bir ultrason cihazı almayı bile teklif etmiştim eşime ama fiyatını duyduğumda randevularla yetinmeye karar verdim :))

Hamileliğim oldukça rahat geçiyordu ne bulantı ne aşerme nede herhangi bir aksilik olmadı şükürler olsun.İlk üç ay çok önemli diyordu doktor sürekli.Bende onun sağlığı için elimden geldiğince dikkatli ve özenli davranıyordum.İnternet sitelerini her gün defalarca ziyaret edip yeni yeni bilgiler ediniyor bebeğimin gelişimini sanal ortamdan takip ediyordum.16. haftada bebeğimin cinsiyetini öğrendik. Bir oğlumuz olacaktı.Sağlıklı olsun da ne olursa olsun dediğimiz için bir önemi yoktu bizim için. Ama ne yalan söyleyeyim ben kız eşim de erkek çocuk istiyordu içten içe. Haftalar geçiyor ve mutlu sona yaklaşıyorduk. Doğum çantam hazırdı.Bebeğimizin hazırlıkları da olanca hızıyla devam ediyordu.Mobilyalarını beğendik ve aldık, odasını boyattık, perdelerini yaptırdık, ilk kıyafetlerini aldık ve merakla gelişini beklemeye başladık. 37.haftada izne ayrıldım artık gün sayıyordum. Doktor şubatın ilk haftası diyordu yani 2 siyle 6 sı arası bekleniyordu doğum…

40 hafta dolup 41.haftadan gün almaya başladık ama bizimkinin hala gelmeye niyeti yoktu. Her hafta NST’ye girip sancı ve kalp atışları takip ediliyordu. En son Şubat’ın 6’sında kontrol için tekrar yola koyulduk. Yanımızda her ihtimale karşı diye çantamızı da almıştık. NST’ye girdim kalp atışlarında bir sorun yoktu fakat sancı da yoktu. Ultrasona girdiğimde Şerare Hanım hiç suyumun kalmadığını fark etti. Detaylı ultrasondan bir kez daha bakıldı evet tespit doğruydu. Hemen alınması gerektiğini söyledi doktor. Alınmasını mı? “Sezaryen mi yapacaksınız?” dedim doktora. Çünkü ısrarla normal doğum istiyordum. Doktor Hanım, “suni sancıyla açılma olmayabilir, bebeğin hayatı tehlikeye girmesin” dedi. Benim yüzümün ekşidiğini görünce tamam suni sancıyı deneyelim dedi. Saat 3-4 gibi sancıyı vermeye başladılar bu arada eşim herkese haber vermişti bile. Saat 7 gibi sancılarım gelmeye başladı yerimde duramıyordum inanılmaz beter bir şeydi bu. Arada bir açılma olup olmadığını görmek için doğumhaneye alıyorlardı. Evet şükürler olsun açılma başlamıştı. Akşam 9 gibi son kontrolden sonra artık doğumhaneye aldılar ve epidurali takmaya başladılar. İğrenç ağrılar beni mahvediyordu. Bu arada eşim de benimle doğuma girdi. Sancılarımı gördükçe elimi sıkı sıkı tutuyor benimle beraber o da aynı acıları çekiyordu sanki. Kamerayla doğum anını kaydetmeye başladı. Epidural ağrısız doğum diye bildiğimden öyle istemiştim fakat hiçte ağrılarımı yok etmemişti. Birkaç zorlu ıkınmadan sonra bebeğim kendini göstermeye başladı,ve sonunda misminik yavru aramızda...:))))) (dayısı koydu bu lakabı)

Aman Allah’ım hayatında hangi anı tekrar yaşamak isterdin deseler tek cevabım kesinlikle oğlumu gördüğüm an olurdu.Bu ne muhteşem duygudur Allah’ım böyle..Kucağıma verdiler hemen bembeyaz sivri kafalı bir şeydi ama her şeydi artık o. Onunla yeniden doğmuştum ben de. Bütün ağrılarım dinmiş bütün çektiğim sıkıntılara değmişti. Şükürler olsun binlerce kez. İnanamadım bir türlü onu ben doğurduğuma. Odama gittiğimde ailelerimiz gelmiş başına toplanmışlardı. Herkes çok mutluydu ama kimse benim kadar hissedemezdi bu mutluluğu. Bütün gece sürekli onu izledim en ufak bir sesine uyandım. Ertesi günü hastaneden çıktık oğlumuzu evimize götürdük. Artık 3 kişilik bir aile olmuştuk.İsim konusuna gelince eşim ısrarla Egemen diyordu bende birkaç alternatiften sonra son anda Yamaç isminde karar kılmıştım ve ismi Yamaç Egemen oldu. Ama YAMAÇ'ı kullanıyoruz.(Eşimle anlaşma yaptık ben Fenerbahçeli olmasına müdahale etmeyeceğim o da Yamaç diyecek:(( ) Günler artık çok yoğun ve yorgun geçiyor onunla. Hakikaten zor zanaat bu annelik ne kadar rahatmışız meğer önceden biz diyoruz eşimle sürekli ama onun sevgisi her şeye değer. İlk gülümsemesi,ilk banyosu,ilk dişi,ilk anne baba deyişi ilk adım atışı derken zaman nasıld a geçti.Onun hakkında anlatılacak o kadar çok şey var ki sayfalara sığmaz.

Yamaç şimdi 1 yaşına giriyor. Zaman öyle çabuk geçti ki ne zaman yaşına girdi inanamıyor insan. O kadar sevimli bir çocuk ki yürüyor tutabilene aşkolsun. Herkes çok seviyor onu. Babam dede deyişini duydukça çok seviniyor. Kız kardeşim tatilleri iple çekiyor. İşten eve döndüğümde beni gördüğündeki sevincini anlatamam hemen bacaklarıma yapışıyor bu duygu sadece yaşanır. Biz şimdi Necdet, Gönül ve Yamaç’tan oluşan 3 kişilik bir aileyiz. Hacerciğim seni unuttuğumu sanma.(Kuzenim ve Yamaç’ın ablası. Şu an Yamaç'a o bakıyor) sen benim kardeşimsin. Allah’ın gönderdiği bir lütufsun benim için. Sen olmasan ne yapardık.Umarım her şey gönlünce olur Allah istediğin her şeyi gönlüne göre verir sen her şeyin en güzelini hak ediyorsun canım.

İşte böyle hayatımın anlamı Yamaç ile değişti. Onsuz bir gün bile düşünemiyorum artık. Her şeyin en güzeli onun olsun istiyorum. Dileğim dünya üzerindeki tüm bebekler için güzelliklerle dolu bir geleceğin yaşanması.Allah bütün annelere ve anne adaylarına çocuklarıyla beraber mutlu bir ömür kısmet etsin.

Dip not : Bebek.com da yayınlanmış doğum hikayemdir.
Related Posts with Thumbnails