Pazar sabahı kahvaltıdan sonra "ne yapalım ne yapalım?" diye düşünürken, her zamanki gibi benim tarafımdan, hayvanat bahçesine gitme fikri ortaya atıldı.Çocuklarda bu fikre büyük bir memnuniyetle karşılık verdiler.YA yaklaşık 2,5 yaşlarında iken bir kez gitmişti fakat ikizlerin hayvanat bahçesinin nasıl bir yer olduğu konusunda pek bir fikri yoktu.
Eee hadi o zaman dedik ve koyulduk "Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı" na doğru yola...
Daha girer girmez gezimizin oldukça keyifli ve aynı zamanda yorucu geçeceğini anladık.
Keyifli çünkü,daha önce sadece TV ve dergilerde gördükleri hayvanları bizzat karşılarında görünce duydukları şaşkınlık ve heyecana şahit olmanın hazzını yaşıyorsunuz.
Yorucu çünkü,80 dönümlük alan üzerine kurulu hayvanat bahçesini 3 çocukla arşınlamak epey efor sarfetmeyi gerektiriyor.
Lakin duyduğumuz haz,yorgunluğu alıp götürüyor elbette...
Gezi ile ilgili kısa kısa notlar ise şöyle;
* Şempazeleri çok sevdiler.Onlar da sevilmeyecek gibi değildi.Kafes dışında bulunan boşluklara ellerinde çubuklarla gelip ziyaretçilerin attıkları yiyecekleri çubuklarla çekerek yemeleri hem bizim hem de çocukların çok hoşlarına gitti.Her aldığı lokmada dönüp arkasında oturan arkadaşlarına bakışı diğer bir komik detay.Sanki gelipte lokmalarına ortak olmalarını istemiyor gibiydi.Fakat dileği olmadı,az sonra,sanırım içlerinde ki en yaşlı şempaze,geldi ve kısa bir münakaşanın ardından kendisini saf dışı ederek lokmalara el koydu.O da paşa paşa yere oturup,üstüne birde bacak bacak üstüne atarak yaşlı şempazenin karnını doyurmasını bekledi.
* Yine diğer bölümlerde bulunan Maymun ailesinden biri cama yapışmış duruyordu.Hemen önündede yiyecek atılan demir bir boru vardı.Bizi görünce hemen cama vurdu ve yiyecek istediğini belirten hareketler sergiledi.Bizimkilerde balık krakerlerini büyük bir zevkle onunla paylaştılar.Öyle zeki hayvanlar ki bir süre atmayınca hemen cama vurarak ikaz ediyordu,bu da bizim ufaklıkların çok hoşuna gidiyordu.
* Zürafaları görünce çok şaşırdılar,upuzun boyları onları dehşete düşürdü."Ne kadar kocamannnnnn" diyerek hayretle izlediler.Tabi biraz da korkarak...Bir ara kafeslere yaklaşınca ZE hemen bacaklarıma yapıştı ve "anne ben çok korkuyorum" diyerek geri çekildi...
* Akvaryumdaki balıklar epey ilgilerini çekti.Ellerini camlara sürerek dokunmak istediler.Her gördükleri deniz canlısında "annecim şuna bakar mısıııınnnn" diyerek hayretlerini dile getirdiler...
* Yılanlar,bukalemunlar,devasa kaplumbağalar,timsahlar çok ilgilerini çekti
* Ayılara büsküvi vererek elleriyle beslediler.Onlar da sempatik tavırlarıyla ilgiye değerdi...
* Aslanlar dehşet vericiydi.Adı "Duruk" olan erkek aslana ismiyle bağıra çağıra seslenerek dikkatini çekmeye çalıştılar,lakin suratsız hayvanın ilgisine mazhar olamadılar yazık ki...
* Bir diğer erkek aslanın koca bir parça eti yiyişini dehşetle izlediler.YA yerde duran ciğer parçasını "bir başka hayvanın poposu" zannederek " ,"anne galiba bu hayvan geyik yemiş,baksana yerdeki de onun poposu sanırım" diye aslanın yemeğine dair kendince bir senaryo yazdı.
* Hayvanat bahçesinin girişinde bir ekip,anı niteliğinde fotoğraflar çekti.Arka fonda, yaban hayatına dair bir görüntü eşliğinde,fotoğrafımızı çekip,çıkışta dilersek satın alabileceğimizi söylediler.Eee bizde almadan duramadık haliyle.İyi de yaptık hoş bir anı oldu,öyle ki çocuklar ellerinden düşürmediler,hatta okula götürüp arkadaşlarına götürmek istediler...
Çocuklar memnun ayrıldılar bu geziden,iyi ki de gitmişiz.Tüm gün önlerine çıkana gördükleri hayvanlardan bahsettiler.Okulda arkadaşlarına anlatacaklarını evde tekrar edip durdular.Onları mutlu etmek ne kolay,ne güzel çocuk olmak...
Benim fotoğraf makinesi yine yaptı yapacağını ve kendisine iş düşeceği an,şarjını tüketerek yine beni yarı yolda bıraktı:((O nedenle çok fazla resim çekemedim.Daha gezinin başlarında iken maalesef kapandı ve asıl güzel görüntüleri çekmeme izin vermedi.Hep böyle yapıyor hınzır:(( Elimde olanlar da ahanda burda...