2 Kasım 2011 Çarşamba

Mazi / Zamane / Gelecek / Adalet / Endişe....

Biz küçüktük...
Azıcık aşımız,kaygısız başlarımız vardı.Envai çeşit oyuncaklarımız,türlü türlü giysilerimiz,şıkır şıkır mobilyalarımız,yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda durumlarımız yoktu.Herşeyin bir ölçüsü bir sınırı bulunurdu.Sahip olamadıklarımız için hırslanmaz,isyan etmez,haset duymaz aza kanaat getirmesini bilirdik.

Suyu musluktan içer,sebzeleri,meyveleri mevsiminde yerdik.Herşeyin kendine has bir kokusu,dokusu vardı.Şusuyla busuyla oynanmazdı;natureldi herşey.O denli kirlenmemişti daha insanlık ve kirletilmemişti yalın ve tertemiz beyinler.Para hırsı karartmamıştı zihinleri,köreltmemişti sahip olduğumuz erdemleri,çıkartmamıştı insanlığı rayından.Bilirdik ki ekmeğimizle oynanmamış,domatesimiz bildiğimiz en ilkel yöntemlerle bahçede ve turfanda yetişmiş,mısırımızın içine ne idüğü belirsiz zamazingolar aşınlanmamış...
Gönlümüz rahat,damağımız şen,vücudumuz dinçti tüm bu sebeplerden.

Teknoloji devede kulaktı şimdikine kıyasla.Aradığın herkese anında ulaşmak ütopyaydı.Mektupla konuşur,mektupla dertleşir,mektupla selam ederdik yakınlarımıza.Her satır sevgi kokardı,muhabbet kokardı,samimiyet kokardı...Kolay ulaşamamak,kolay kopartmazdı bağları.Dejenere olmamıştı hiçbir duygu.Ne yaşanıyorsa sahiciydi,sapsahi...
Aşklarda,dostluklarda,akrabalıklarda...

Türlü çeşitli teknolojik oyun alet edevatları da yoktu.PS ler PSP ler PC ler...
Bir atari bilirdik,ona da çocukluğumuzun son demlerinde yetiştik.Solo testler vardı,game boylar vardı,rengarenk misketler vardı,kardeşimle birlikte hayalini kurduğumuz pilli trenler vardı...

TV siyah beyaz,kanal tekti.Şimdilerde zilyon kanal arasında izleyecek birşey bulamazken,tek kanal olan TRT'nin saat 10:00 da açılmasını bekler,cızırtılar,kaymalar,karıncalanmalar eşliğinde 24:00 de yayın bitene  dek göz kırpmadan heyecanla takip ederdik.Barış Manço ile adam olur,Adile Teyze'yle dalardık uykuya.Cumartesileri sabah erkenden kalkıp hazırladığımız leblebi tozları ile birlikte TV karşısına kurulup "Cumartesiden Cumartesiye" adlı çocuk programını izlemek ne büyük keyifti.Kağıt katlamak,"Susam Sokağı"yla coşmak,yarışmalarla heyecanlanmak,ve "Clementine" la son noktayı koymak...

Sağdan soldan,dört bir yandan radyasyona maruz kalmış mekanik beyinler değil,hayal gücü ile çalışan,saf,sade ve dingin dimağlardık biz.

Zamane çocukları gibi dört duvar arasında düz duvara tırmanmaz,sokakta harcardık tüm enerjimizi.Anne babamız hafta sonları etkinlik için kendini paralamaz,bizim zamanında sokakta yaptığımız envai çeşit eğlenceli  aktivitenin yerini asla tutamayacak sanal eğlenceler için dünya para ödemezlerdi.Sokaklar başlı başına etkinlik merkezi idi.Çamurdan şekiller yapardık,istop oynardık,dokuz taş oynardık,yakan top oynardık,ip atlardık,evcilik oynar,bambaşka rollere bürünür oscarlık oyunculuklar sergilerdik...Kahvaltının ardından çıkar,arada zor bela öğle yemeği için eve koşturur,akşam yemeğiyle zor atardık kendimizi eve.Yemeğin ardından pilimiz bitmiş halde yatağa girer,yarın oynanacak oyunların hayaliyle koyardık başımızı yastığa.

Dolaplarımız kat kat markalı giysilerle dolmadı hiç.Kafi miktarlarda alınır,eskitene,küçülene kadar giyilirdi.Kuzenlerin küçülenleri gönderildi mi postayla,koliyi keyifle açar,hepsini tek tek dener,mutluluk sarhoşu olurduk.Hele hele bayramlar için alınan en şaşaalı giysiler,ayakkabılar başucunda saklanırdı;en kıymetli hazinelere sahip olmuş misali itinayla sakınarak...

Bayramlar sanal ortamlarda yapılan sığ mesajlarla geçiştirilmez,eş dost bilhassa evlerinde ziyaret edilip nezaketle ellerinden öpülür,ikramlar eşliğinde samimi sohbetler edilirdi.Bayram,dinlence ve tatil vesilesi değil kutsal bir görev addedilirdi.

Evet birçok şeyden mahrumduk belki,hayal bile edemeyeceğimiz lükslerimiz yoktu.

Ama herşeyin tadı,zor elde ediyor olmaktan mütevellit paha biçilmez bir değeri vardı.

Sokakta büyüdük evet,ama sokaklar şimdiki gibi entrika dolu yerler değildi.Tekindi,güvenilirdi.Ama en önemlisi insanlar tertemizdi.İçlerinde anlaşılmaz hırslar ve kirli duygular yoktu.Küçücük sabileri kirli emellerine alet edecek çirkefliğe bulaşmamışlardı.Çocuğa çocuk muamelesi yapılır,merhametle,sevgiyle,şefkatle yaklaşılırdı.Bir başkasının çocuğu düşüp ağlasa,kendi çocuğu imişcesine itinayla alakadar olunur,asla sırt çevrilmezdi.
Kaldı ki başka gözle bakmak,düşünmesi bile iğrendiriyor insanı.

Geldiğimiz nokta gerçekten içler acısı.Dünya yaşanılası bir yer olmaktan çıktı yazık ki.Adalet doğrunun,iyinin  yanında değil alçaklığın hizmetine çalışır oldu.Çaresize deva olmak yerine,zalime yandaş olmakta neyin nesi.

Mardin'de 13 yaşındaki bir kız çocuğuna 26 mahluk tecavüz etmiş.Hayatını,hayallerini,umutlarını,düşlerini çalmış,yerle bir etmiş...Baba babalığı unutmuş paraya esir olup insanlığını yitirmiş.Ama daha fenası,derdimize kalkan bildiğimiz "Adalet Mekanizması!!!" mazlumun yarasını sarmak yerine zalimler ordusunun ekmeğine yağ sürmüş.13 yaşındaki masum bir kız çocuğu nasıl olurda onca insan bozması adamla gönül rızasıyla birlikte olur,hangi akıl kabul edebilir,hangi mantık onar bunu anlayabilmiş değilim.Nerden bu kanıya varıldı?Tecavüz olduğunu kabul etmeleri için ne yapması gerekirdi?Çok fena çokk.Çivisi çıkmış bu ülkenin ve dahi dünyanın.

Çocukluğumun Türkiyesine, o zamanın bozulmamışlığına, saflığına, yalınlığına, erişemediklerimize,  ulaşamadıklarımıza öylesine özlem duyuyorum ki...

Ve ben böylesi bir dünyaya 3 çocuk getirdiğim için,onların geleceği için,sahip olduklarından çok mahrum kaldıkları nice değerler için ne çok ızdırap ve endişe duyuyorum bilemezsiniz...

24 yorum:

  1. öyle güzel yazmış, öyle güzel anlatmışsın ki... dönemlerimiz de ortak sanırım ne çok şey buldum kendimden, geçmişimden, çocukluğumdan.... mavi ay, kara şimşek, yakari :))) çok güzel anılara gittim geldim... ama bu güne dönüşüm çok hızlı ve üzücü oldu, malesef... hislerine yürekten katılıyorum...

    YanıtlaSil
  2. izninle paylaşacağım.
    güzel yazmışsın. endişe hep var hepimizde :(

    YanıtlaSil
  3. Nihancım,
    Teşekkür ederim.Dönemlerimiz ortak muhakkak.Yazarken bende çok duygulandım,yutkunarak yazdım diyebilirim.Çok güzeldi o günler çoookkk.Çok üzülüyorum çocuklarımız için.
    :( :(

    YanıtlaSil
  4. Baharcım,
    İzin ne demek,memnun olurum.
    Endişesiz bir ömür dileklerimle...

    YanıtlaSil
  5. Aysunum,
    Offff ki ne offff...

    YanıtlaSil
  6. okurken bende offffffff oofffffff dedim.ve de çok özledim şimdiyle kıyaslanamıyor bile kıyas kabul etmeyecek kadar safff .o günlerde olsaydı oğlum oynasaydık beraber sokaklarda.içim cız cız etti ben gönül gözleirm nemlii...

    YanıtlaSil
  7. Bizler saftık saf olarak büyüdük.Etrafımızdaki inanlar da kadir kıymet bilirlik vardı kimse kimsenin ne malına ne de helaline yan gözle bakmazdı.
    O zamanlar birileri 13 yaşındaki çocuğa el uzatsa linç edilirdi sanırım mahallenin ortasında.Şimdi bir ellerini sıkmadıkları kaldı yazık ki ne yazık:((

    YanıtlaSil
  8. Allah kahretsin hani hadım etme, idam etme bilmem ne cezaları geliyordu bu yaratıklara.Ölüm cezasını hak ettiklerini düşünüyorum..Kahroluyorum benimde inci tanesi bir kızım var içim titriyor bunları okudukça offf olmayan hukuk, işe yaramayan mahkeme beceriksiz devlet görmek istemiyorum artık..:(

    YanıtlaSil
  9. Ben de bir hukukçu olarak çok şaşırdım o habere. Hadi ilk derece mahkemesi yanlış karar verdi diyelim, Yargıtay'daki onca hakim de mi yanlış karar verdi?
    O olayın anlatıldığı gibi olmadığını umuyorum. Zira zaten 18 yaşın altında bir çocuğun cinsel ilişki konusunda rızası olamaz. Farklı bir husus olmalı orada ama anlayamadım...

    YanıtlaSil
  10. iste bende bu yuzden terk ettim o ulkeyi.ne olursa olsun 13 yasindaki bir COCUK icin boyle bir sonuca varan devlete guvenmedigim icin.sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  11. zor gerçekten çok zor:(

    YanıtlaSil
  12. ne denilirki duygularını harika dile getirmişsin okurken susam sokoğıyla yeniden coştum ama 13 yaşındaki kıza yapılanlar bende kırgınlıklar yaşattı ülkemle ilgili...
    en acısıda böyle bir hayatta çocuk yetiştiriyoruz korkularımızla ne yazık
    sevgiler

    YanıtlaSil
  13. Ancak bu kadar nefis anlatılabilirdi sanırım:(
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  14. duygularimi yazili halde okudum biliyormusun...
    ben iki haftadir bu dü$üncelerle bogu$uyorum...
    hatta ikinci cocuk olmali mi diye de dü$ünüyorum..
    Dünyanin tortusu kiri pisligi cocuklarimiza torunlarimiza kalicak diye korkuyorum...Üzülüyorum

    YanıtlaSil
  15. Sezocum,
    Biz şanslı nesillerdik,keşke aynı şansı çocuklarımıza da verse Yaradan...

    YanıtlaSil
  16. Aylincim,
    İnsanlar tuhaf bir halin içine giriverdi şimdilerde.Sanki bir güç bütün insanlığın beynini uyuşturdu,tüm insani duygularını dumura uğrattı.Tepkisiz,embesil tipler haline dönüşüyoruz sanki git gide.Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyor bir tarafımız.Dilimizde var sadece tüh vahhh etmek...
    Üzülüyorum yavrularımız adına....

    YanıtlaSil
  17. Anne kraliçem,
    Adalet rotasını şaşırmış bir kere.Linç etme cezası gelse emin ol mağdura keserler bu cezayıda.Zalimler işi başka türlü çözüp karar mercilerini avuçlarının içlerine almasını her şekilde biliyorlar.

    Çok bilmiş,
    Bende aynı sizin gibi düşünüyorum.Aslında bu işin altında başka dolaplar dönüyor.Baba kızını para karşılığı pazarlıyormuş.Irz düşmanı mahlukların hepsi devlet memuru falanmış.İlk bakışta tecavüz değil birilerinin anlaşması sonucu gönül rızasıyla yapılıyormuş izlenimi uyandırıyor insanda.Fakat o kız çocuğunun buna razı ve durumdan da memnun olmadığına adım gibi eminim.Kimbilir baba ne zorbalıklar yapıp sürükledi bu işe kızcağızı.Ama adalet burda gönül rızasıyla sonucuna varmayıp baba zoruyla yapıyor olmasından dolayı kızı daha az yaralayacak bir sonuca varmalıydı kanımca.Siz daha iyi bilirsiniz elbet.
    Ama neyseki zamanında SHÇEK kıza sahip çıkmışta şimdi okumuş ve topluma kazandırılmış kızcağız...

    YanıtlaSil
  18. tijen miriam,
    Evet olanlar gerçekten geleceğe dair umutlarımızı söndürüyor olsa da,ülkeme ve insanlarına hala inancım var.Güneşli günler görmek bizim elimizde...

    YanıtlaSil
  19. Sevilaycım,
    Allah hepimizin yardımcısı olsun...

    evimin nuru,
    Biz güzel günler yaşadık,çocuklarımızda ilerde aynısını söyleyebilecekler mi acaba?

    YanıtlaSil
  20. Ben kızımın delisiyim,
    Teşekkür ederim.Öperim çoookk..

    Aslım,
    Ardımızda bıraktığımız acı durumlar dolayısıyla önümüzü görmemizi engelleyecek karanlık bir sis perdesi hakim şu sıra.Umarım bu sis dağılır ve eskisi gibi pırıl pırıl sabahlara uyanır tüm insanlık...
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  21. Çok güzel bi yazı, çok içten ve aynı duyguları paylaşıyoruz en derinden...

    YanıtlaSil
  22. insallah dedigin gibi olur canim,bir an once gelsin gunesli gunler....

    YanıtlaSil
  23. yerdenuzak,
    Teşekkür ederim.Hissi kablel vuku.

    tijen miriam,
    inşallahhh...

    YanıtlaSil

Yorulmadan yorumladığınız için teşekkür ederiz...

Related Posts with Thumbnails