6 Ocak 2011 Perşembe

Yoğun bir iş günü ve çatlak bir kadının anatomisi...

Yoğun bir gündü bugün,dolayısıyla yorucu. Çalıştığım sektör itibariyle, stresin eksik olmadığı,algılarınızın her daim açık olması gerektiği,pratik düşünme yeteneğinden nasibinizi fazlaca almış,taş gibi,kaya gibi sinirlere sahip olmanızı gerektiren bir iş benimkisi.

Hizmet Sektörü...
Ne yapsanız memnun edemezsiniz ademoğlunu bir türlü.Ağzınızla kuş değil,kuş sürüsü tutsanız bir mazeret bulurlar muhakkak.Nankör bir milletizdir ya zaten.40 gün kusursuz ol,41.ci gün sorun çıksın,bir kalemde silerler geride kalan 40 günün emeğini.Bir Allah razı olsun diyen çıkmaz yani...
Koşturmacası boldur,PC başında oturduğunuz dakikalar sınırlıdır.Hop bir aşağıda hoooopp bir yukarda,temposu ağırdır kısacası.Telefonum hiç susmaz,hatta öyle ki aynı anda hem özel GSM,hem iş GSM hemde sabit şirket telefonuna koşturmuşluğum vakidir.Plansız programsız aniden çıkar işler kimi zaman.
Güvenirler ya bize halledeceğimizden ötürü,nitekim geliriz üstesinden de şükür ki.Atraksiyonu bol ama keyifli bir iştir lafın özü.

Güne merkezden istenen acil bir iki evrağı hazırlamakla başladım.Kahvaltıya geç oturdum bu nedenle.Ama adam akıllı bir kahvaltı yaptım sonunda,her sabah böyledir gerçi.Bal tutan parmağını yalar misali.Söğüş domatesler,salatalıklar, peynirler,poğaçalar, yanında da tereyağ ve bal eşlik etti mi ımmhhhh günün kalanına yetecek enerjiyi kahvaltıyla depolar hale gelirim her sabah.Taze demlenmiş çayı unutmadan ekleyivereyim.Olmazsa olmaz...Sabah içmesem akşam başıma vurur o denli sever sayarım çayı.

Nerde kalmıştık,efendime söyleyim bu şahane kahvaltının ardından günlük rutin evrak işlerine göz attım biraz.Sonrasında özel bir öğle yemeği organizasyonu vardı bugün için,onun hazırlıklarına göz attım,eksik gedik bişeyler var mı?servisler açılmış mı?Yemekler ne alemde?bakındım bir süre.11:30 gibi fabrika personelinin öğle yemeğine iştirak ettim ki bu yaklaşık 2 saat kadar süren bir maratondur.13:30 gibi -vukuatsız geçtiyse şayet,derin bir nefes alırsınız...
Peşi sıra bugün planlanan bir eğitime katılmam gerekiyordu taaaa Koşuyolu merkez ofiste.Tam yemeğimi yiyip çıkmayı planlıyordum ki, muhasebeden gelen bir telefon üzerine epey kafa yormam gereken bir mevzu tam 45 dakikamı alınca ,15:00 te başlayacak eğitime geç kaldığımı farkedip panikledim.Apar topar bir sandviç hazırlatıp 15 dk kala şirket aracıyla eğitime katılmak için yola koyuldum.Çalıştığım birim Tuzla'da,Koşuyoluna gitmek nerden baksanız bir 40 dakikanızı alır,heleki toplu taşımayla falan gidecek olursanız vay halinize,tıngırı mıngırı 1 saat mi olur 1,30 mu 2 mi siz hesap edin.Neyseki şirket aracıyla 25 dk gibi bir zamanda ofise ulaşmayı başardık.Ama paniğe hiç gerek yokmuş zira gittiğimde salonda tek tük insan vardı.Benim gidişimin ardından bir 15 dk sonra başladı eğitim.

Konusu: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği...
Danışman firma tarafından verilen,oldukça verimli geçen yaklaşık 3,5 saatlik eğitim sonunda sertifikalarımızı aldık ve 19:15 gibi ofisten ayrıldık.O saatte Kadıköy gibi bir yerden eve dönüş hiç kolay olmayacaktı haliyle.Ama uyanık hatun ben;) bir yolunu bulup dönüş için kendime uygun bir vasıtanın içine atıverdim kendimi.(otostop falan yapmadım yanlış anlaşılmasın,katılımcı arkadaşlardan birinin(sadece ismen tanıdığım)  aracına yamayıverdim kendimi.Ne yapayım,çekilir mi onca yol,akşamın o vakti,trafiğin en civcivli zamanında hemide toplu taşıma araçlarıyla...
Ooooo düşüncesi kabus..
..
Neyseki bindiğim aracın sahibi iş arkadaşım(ee artık arkadaşım oldu dimi)yolumun üstünde oturuyormuşta sıcacık,konforlu konforlu ulaştım evime.Teşekkürlerimi borç bilirim kendisine...

Eve geldim ki daha kimsecikler yok evde.Saat olmuş 8.Hiç yemek yapasım falanda yok,onca yorgunlukla ne yemeği,bir yardımcı şart bu eve,Yeni yıl dileklerime bunu eklemeliydim nasıl ihmal ettim kızdım şimdi kendime.Neyse bir kaç gün tehirle duyulmuştur yukardan sanırım :)

Şükür ki eşim ve çocuklar aç gelmemişler eve.Eşim,eğitimim olduğunu bildiğinden,oğlanla dışarda yiyip gelmişler.Ohhhh dedim derinden,meyve faslıyla bitiririz bu akşamı,erkenden de yatarız...

Ama manyaklığın doruklarında gezen bu hatun,her gece ,günlük postunu yazmaya azmedip 3 lere kadar oturur sabahında da 7,30 da spatula ile yataktan kazır kendini de akıllanmaz bir türlü...

Bu gece kararlıyım 01:30 da girmiş olacağım yatağa.Bünyeye bu kadar zulüm yeter dimi ama???

Uyu artık be kadın!!!


4 yorum:

  1. Umarım uyuyabilmişsindir.Bu kadar koşturmaca , eğitim ve trafiğin üzerine en güzel uyku yakışır.Her ne kadar uyku gıdanı tam almasanda kahvaltı süper doping oluyordur.uzmanlar derki güne iyi başlamak için süper bir kahvaltı yapın.Belki de enerjini kahvaltından alıyorsundur.Eğitimin konusu çok güzelmiş, iş güvenliği konusunda yavaş yavaş bilinçleniyoruz galiba.Umutlandırıyor buda beni...

    YanıtlaSil
  2. şimdi ben bu gün 12 de uyandım desem beni gebertirmisin:)
    çalışan kadınlara hem imrenmiş hem üzülmüşümdür.haftasonu çek kafayı demekten başka bişey gelmiyor elimden:(

    YanıtlaSil
  3. kahvaltıyı nee güzel anlatmışsınız o yüzden yazının gerisini okumadım gidip kendime çay koydum:)şaka şaka
    allah kolaylık versin zor hem ev hem çalışmak
    sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Çalışan anne olmak ne kadar zor değil mi? normalde hergün yazan ben yılsonu, raporlar, çocuklar, hastalıklar derken kaç gündür post atamıyorum bloguma...ne diyeyim Allah yardımcımız olsun

    YanıtlaSil

Yorulmadan yorumladığınız için teşekkür ederiz...

Related Posts with Thumbnails